Erkekler de Ağlar...
Erkek olmak da zor iş.Kadınlara atfedilen görev ve sorumluluklar kadar erkekleri de boğan bir sürü yapılacaklar listesi veriliyor ellerine . Güçlü olacaksın, ağlayamazsın, korumalısın , derdin olamaz ,kendini açık etme , zayıflıklarını gösterme,hem kadını mutlu edeceksin ,hem çocuklarını, iş yerinde karar mekanizmasısın,yanlış karar alırsan yada bu omuzlarına bindirdiğimiz sorumlulukların birini yerine getirmezsen adamlığını sorgularız toplum olarak.Aile önemli , hem karını çocuklarını, hem de anneni mutlu edecek ve dengede tutacaksın.Babanın gözünden düşmemelisin , patronundan gözünden düşersin . Örnek olmak zorundasın.İyi aile babası , hayırlı evlat , sorumlu birey , herkese yaslanacak duvar. Taştan yapılmış duvarlar bile doğa olaylarından zarar görürken , sizin sonsuza kadar yıkılmayan duvar olmanız mümkün mü? Kim ne kadar dengeyi bulmuş ki, her yerde dengeyi siz sağlamak zorundasınız? Sizin de çocukluktan itibaren kafanızı dolduran onca söylem ve yaşam yorgunluklarınız varken , bir nefes almayı hak etmediğinizi düşünenler kimler? Yoksa siz mi kendinizi buna layık görmüyorsunuz? Sakin davranışlarınız ve her şeyi kabullenişiniz ,hayattan vazgeçmiş gelişine yaşayıp gitmişlik haline ne zaman geldiniz, kendinize biçtiğiniz değer ne zaman bu kadar düştü? Yada bastıramadığınız öfke , çevrenizdekileri sürekli kırıp nasıl davranacağınızı artık bilememenin verdiği huzursuzluk hayat yolunda tıkanıp kalmışlığınızdan mı? Cesareti , özgürce ve siz olarak davranmadığınız sürece alkışlayan toplumun içindeki kabul görme seline mi kapıldınız yoksa? Garanticilik sorumluluğun atfı , atalet yaşama , ebeveyne, aileye boyun eğmek olarak mı evrildi evreninizde ? Gerçekten siz kimsiniz hiç düşündünüz mü? Babanız mı, annenizin beklentilerine sürekli karşılık vermek zorunda olan küçük bir çocuk mu, eşinizin ve ailenizin yıkılmaz duvarı mı, işyerinin vazgeçilmez çalışanı mı, herkesin çok sevdiği alma verme dengesini kaybetmiş ,gerçekte içindeki yaraları ağrıya rağmen yok sayan biri mi, sürekli alma modunda tüm yaşantıların intikamını başkalarından almaya çalışan iç huzuru çoktan kaybolmuş biri mi? Yaşamın yükleri kendimizi unutturuyorsa , durup bir nefes almanın zamanı gelmiştir.Kendimize dönüp kim olduğumuzu hatırlamanın, potansiyelimizi tekrar açığa çıkarmanın, hayattan beklentilerimizi keşfetmenin, tekrar gülmek, tekrar mutlu olmak için bir şansı daha hakediyoruz.Kimse hep mutlu yada hep üzgün olamaz.Mutlu da olmaya hakkımız var, üzgün de.Yeter ki bu anların farkında olalım.Ve gerçek biz kimsek,neyi nasıl yaşamak istiyorsak, duygularımızı ifade etmenin yolunu bularak yaşama geri dönelim.Bizlerden beklentilerin ne kadarını karşılayabiliyorsak ,sınırlarımızı çizerek kendi yolumuza bakalım.Unutmayın , bir kere geliyoruz dünyaya .İnsanın kendine yaptığı iyiliği veya kötülüğü başka kimse yapamazmış ona.Hadi direksiyona o zaman . Hem kendinizle , hem çevrenizdekilerle ortak yolu bularak geçirmeyi hak ettiğiniz çok güzel zamanlar var.Bir erkek olarak değil, insan olarak.
Burçin Kızak