Blog

Güvenilirlik ve Reklam


Toplumların kültürel geri bildirimleri sosyolojinin araştırma alanıdır.Duyguların yoğun yaşandığı ,ancak bu duygu çıktılarının çok da rahat konuşulamadığı veya duygu paylaşımının zayıflık olarak algılandığı toplumlarda ,maalesef ki bu genel öğreti kanıksanır.. Değil dillendirmek, fizyolojik tepkiler bil eçoğu zaman şaşkınlıkla izlenir. Bu şaşkınlık,kırılganlığını rahatça ortaya koyan insana mı ,kendi yapamadığını yapan birine imrenmeye mi bir bağdır?,kişiden kişiye elbette değişir..

Özel gün reklamları bizim toplumumuzda aşırı duygusallık içerir.Mesajlar ,ürünle bağlantıyı ,en derinlerde saklı, zayıf kırılgan duygularla kurmaya çalışır. Hayatının hiçbir alanında ağlayamayan, içine atan izleyici derinlerdeki çekmecelerinin istemsizce açılmasıyla gözlerinden akan yaşlara engel olamaz. Reklamın ağlattığını herkes konuşur , reklam iş yapmıştır ancak kimse gerçekten hayatının hangi noktasına dokunduğundan bahsetmez.Çoğu zaman farkına bile varmaz,gerçekten reklamdan ağladığına kendini inandırır ve asıl duygudan kaçar.Bu reklam, yaşattığı duygudan ürünü sattırmaz ama kişilerde dokunduğu yerin sızısı da bilinçdışında markayı içselleştirtir.Kişiler bir anda markayı güvenilir bulmaya başlar.Markayla duygusal bağ kurulmuştur.Tüm reklamların duygusal içeriklerle bezenmemesi ,akılcı tüketicinin yaratıcılık beklentisiyle örtüşmemesindendir. Akılcı tüketici, yani potansiyel alıcı,markanın sürdürülebilirliğini,problemlere bulunan inovatif çözümleri ve ürünlerin şeffaflık ve samimiyetle tanıtımına değer verir.Tüm beklentileri bu bağlamda karşılanan tüketici,,markayı güvenilir bulur.Bu da akılcı reklamcılığın yarattığı duygusal tepki olup,tüketiciyi markaya yönlendirir.Akılcı bir reklemın sadece duygulara seslenen ,anlamsız her şeyden daha güçlü bir duygusal tepki yaratacağı muhakkaktır.Doğru kullanıldığında ,mantık da duygusal olacağından ,müşteriyle güven bağı, sadece toplumun duygu salınımının zirvede olduğu zamanlarda ,salt duygu sömürüsüyle çıkış yapılması ;güvenilirlik için tek ve yalnız bağ kurma kriteri değildir.

Burçin Kızak