Kalabalıklar İçinde Yalnız Olmak
Yalnız olmak ve yalnızlığı seçmek arasında fark var.Etrafındaki onca insana rağmen,yakınında özel biri olduğu halde yalnızlık çekmektense , yalnız olmak, yalnızlığı seçmek ,aslında varmış gibi görünen simülasyon dost ve partneri ,seni içine çektikleri yalnızlık hissinden kurtarma ritüeli yalnızlık seçimi. Sadece güzel ve mutlu anların, maskeli kahkahaların sonunda daha çok yalnızlaşmak ve en yakınlarının aslında en uzak olduğu gerçeğiyle her defasında yüzleşmekten daha az yıpratıcı yalnızlığı seçmek.Derdini kendine anlatmak, kendinle çözmek , kendine dayanmak, gücünü kendinden almak.Uzanıp sessizlikte huzur bulmak.Maskesiz halini tek kabul eden sen ve kendi içsel gücün.İçsel konuşmaların bazıları ise ,yüksek sesle dile getirmeden çözüm bulmaz zaman zaman.Anlatsan ,anlaşılamayacağın ,dertleşsen dinlenmek istemeyeceğin, çözümsüz çırpınışlarını kaldıramayacak kalabalıklar ,sözde dostlarla çevrili olduğunu görürsün çevrenin.Oysa anlatmak yükü hafifletir ,kendi sesini duymak çözüme yaklaştırır bazı zamanlar.Önyargısız, eleştirilmeden ,akıl verilmeden sadece dinlenmek istersin.Bazen kendine bile itiraf etmek istemediğin , yüzleşmekten korktuğundan kaçıp kaçıp içine attığın, omuzlarına yük üstüne yük bindirdiğin ,çöküp de kalkmaya halin olmadığı zamanların olur.Anlatacaklarından kendin yerinir, bir başkasının sırdaşlığına güvenemezsin kendine itirafta zorlandıklarını yüksek sesle dile getirmeye.Kalabalıklar içinde yalnızlaşmamak , özgürce hislerini dile getirmek, yargılanmayacağını bilmek ve tüm konuşulanların etik gizliliği içinde bir kutuda sonsuza kadar muhafaza edileceği yerdir koçluk odası.Yaşam yolunda dinlemeye hazır,elini uzatan ,sen yürürken rehberin olmaya hazır ,koşulsuz yargısız dinlemeye can atana anlat kendini.Sonra ister yalnızlığı seç, ister hayata karış kimseye küsmeden.Ben burdayım, bekliyorum.
Burçin Kızak