Partnerinizin en sevdiğiniz özelliği nedir? Onun bu en sevdiğiniz özelliğinin aynı anda en nefret ettiğiniz özelliği olabileceğini söylesem ,ne dersiniz?
Her ilişki belli başlı ihtiyaçların , karşılıklı sağlanabilme ihtimalinin güç ve umudundan doğar. Koca bir dünya üzerindeki onca insan arasından , o iki kişi birbirine çekilir. Göze en çok hoş gelen özellikikişiyi daha fazla tanıma ,daha çok şey paylaşma isteği doğurur.Hayran olunan bir özellik vardır ki, hem kişiyi mıknatıs gibi çekmiştir karşısındakine ,hem de zaman geçtikçe en çok katlanılamayan şey olur. Kısaca kişi, işine geldikçe beğenir, işine gelmeyince nefret eder o özellikten.Düşününce bulamaz,hisseder ama anlamlandıramaz. Konuşmak ister, anlatamaz,.Anlatsa ya dinlenmez , ya da algılanmaz. Algılar ,yaşanılan hayatlar kadar , hisler ise düşünce girdabının yaşattıkları kadardır. Kendimizde olanı yüceltir,beğeniriz işimize geldiğinde;tıpkı karşımızdakine yaptığımız gibi.Kendimizde zaman zaman katlanamadığımız da aynı yönümüzdür; pek değerli bulup da başımıza iş açtığında kendimize katlanmamızı zorlaştıran. Kendimizi sevmekten vazgeçirecek bu özellik ,aslında en çok da sevdiğimiz yanımızdır.Partnerde bulduğumuz bu kendimizin yansıması lehimize olduğunda bayılır,bu yansıma aleyhimize olursa sinirleniriz. Öfkemiz kendimizedir çoğu zaman , karşımızdakine sanırız.Kendimizle barışmadan , başkasıyla yola çıkmak sancılıdır.
Geçmişi ve geleceği bir kenara bırakalım;şu an ve şimdi ,yalnız başımıza oturup şu soruları soralım kendimize:. ‘kendime aram nasıl?’, ‘en sevdiğim özelliğim ne?’ , ‘partnerimin en sevdiğim özelliği ne?’, ‘çatışmalarımıza yol açan özelliklerimiz neler?’.
Bu adımı geçtikten sonra karşılıklı oturup konuşalım sizlerle. Yargılanma, eleştirilme , başkasıyla paylaşılma endişesi olmadan anlatın bana.Düşüncelerinizde kalan,geceleri uyutmayan her şeyi konuşalım.Konuştukça sorunlar daha çözülebilir görünür, anlattıkça ve duyuldukça daha daha yaşanabilir olur.Anlatın , ben dinliyorum.